Güllerbahcesi
SITEMIZE BEDAVA ÜYE OLUN HER TÜRLÜ BILGIDEN SIZDE YARARLANIN IYI EGLENCELER

Join the forum, it's quick and easy

Güllerbahcesi
SITEMIZE BEDAVA ÜYE OLUN HER TÜRLÜ BILGIDEN SIZDE YARARLANIN IYI EGLENCELER
Güllerbahcesi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

kel hasanin tiyatrosu

Aşağa gitmek

süper kel hasanin tiyatrosu

Mesaj tarafından GurbetGuzeli Perş. 20 Ağus. 2009, 06:28

Eski Ramazanlar

kel hasanin tiyatrosu 07F48D4C681D784EBBBA5F99b
Kel Hasan'ın tiyatrosu


Tiyatronun kapısına, "Komik-i Şerih-i Hasan Efendi" diye yazılı bir levha astırırdı ama halk onu "Kel Hasan" olarak tanırdı. Başında gerçekten hiç saç yoktu. Dazlaktı kafası. Saçsız başına giydiği kırmızı fes bile, görenleri daha ilk anda güldürürdü. Tam kırmızı ve uzunca olan fesinin püskülü, biraz öne doğru eğik olarak daima dik dururdu. Halkın kendisine taktığı "Kel Hasan" isminden pek memnun değildi. Bunun için, oynadığı ortaoyunlarının çoğunda bir punduna getirip, şu nükteyi savururdu:
"Ben eskiden Gül Hasan'dım. Bir gün Çamlıca Tepesi'nde şiddetli bir sonbahar rüzgarına tutuldum. Yapraklarım döküldü. Kel kaldım." Burnu basıktı. Tiyatrosuna gidenleri bu basık burun da güldürür, Kel Hasan hemen tekerlemesini savururdu:
"Küçüklüğümde annem yine bir gün beni beşiğime koymuştu. Mangalın yanında evin tekir kedisi uyuyordu. Muziplik bu ya, kuyruğunu çekerek uyandırmak istedim. Evvela annemi uyutmam lazımdı. Uyur gibi yaptım, zavallı valide hanım inandı. Ninnisini yavaş yavaş hafifleterek odadan çıktı. Ben de hemen beşikten indim. Hınzır kedi de beni uyutmuyor mu imiş. Ben yanına yaklaşmadan başladı kaçmaya. Ben de bir kere niyet etmiştim onun kuyruğunu çekmeye, düştüm peşine. O kaçar, ben kovalarım. Odadan derken sofadan, sonra alt kata. Haydi kapıdan bahçeye. Komşu duvarını birlikte aştık. Başka komşuların duvarlarını daha. Kedi baktı ki benden kurtuluş yok. Fakat yine de teslim olmadı. Kediliğini gösterdi. Yüksek bir ağaca tırmanıp, yukarıdan bana miyavlamaya başladı. Kel kafam iyice kızdı, ağaca tırmanmak istedim. Mümkün değil. Başladım ben de ona nanik yapmaya. Ne kadar mı? Tam bir sene boyunca. Annem, babam beni arayıp durmuşlar. Tam bir sene sonra buldular. Bulunca da zor tanıdılar. Kediye nanik yapmaktan burnum yassılaşmamış mı? Yaşımı mı soruyorsunuz? Henüz 6 aylık idim."

Ortaoyunu, Ramazan eğlencelerinin belki de belkemiği idi. Büyükler Karagöz oyunlarına pek rağbet etmezlerdi. Karagöz, çocukların oyunu idi. Bir de tiyatrolardan uzak semtlerde oturanlar Karagöz'e giderlerdi. Kel hasan, ortaoyununun en namlılarından biri idi. Tiyatrosuna kibar sınıfın hanımları da özel arabalarıyla gelirdi. Şüphesiz o devirde kadın-erkek bir arada oturmazlardı. Kadınlar için kafesli localar vardı. Kadınlar oyunu bu kafesler arkasından seyrederlerdi. Gençliğimde Kızıltoprak taraflarında yoğurtçuluk yapan Kel Hasan, daha sahneye çıkmadan evvel, sesi ile seyircileri güldürürdü. Hele de elinde uzun sarıklı süpürge ve gaz tenekesi ile görününce, kahkahalar tiyatro binasından dışarı kadar taşardı.

GurbetGuzeli
GurbetGuzeli
Yönetici
Yönetici

Mesaj Sayısı : 6366
BASARI PUANI : 24704
Kayıt tarihi : 23/03/08
Yaş : 48
Nerden : isvicre

http://www.gullerbahcesi.com

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz