Düsük belirtileri
1 sayfadaki 1 sayfası
Düsük belirtileri
Düşük,gebeliğin dölümün yaşama yeteneğine uiaşamadan sona ermesidir Adet sancılarına benzeyen kramplar ve döiyo-lundan gelen, rengi açık kırmızıdan kahverengiye kadar değişen kanama belirtileriyle başlar. Dölütün kalb atışları duyulmaz olmuştur. Ayrıca sırtta ve karnın alt kısmında ağrılar hissedilir. Bu belirtilerin ardından dölüt, bedenden dışarı atılır. Plasentanın bir kısmının döl yatağında kaldığı olur. Genellikle düşükten sonra kürtaj türünden bir müdahaleyle bu geri kalan doku dışarı çıkartılır. Bütün gebeliklerin neredeyse yüzde yirmi beşe varan bir oranı ilk altı ay içinde düşükle sonuçlanır. Buna gene
tikle bozuk bir yumurta ya da sperm nedeniyle dolütün anormal gelişmesi yol açmaktadır. Diğer nedenler kadında bulunan anatomik ya da işlevsel bozukluklardır. Gebeliğin yirminci haftasından sonra bazı hastalıkların plasentada yapabilecekleri değişiklikler ya da plasentanın gelişim bozukluğu da düşüğe yol açabalir. Örneğin plasenta damarlarındaki iltihaplanmalar bu tip bozukluklardır Plasentanın yerinden erken ayrılması, dölüte oranla gereğince büyük olmaması, beslenmeyi yetersiz kılacağından düşüğe yol açabilir. Annenin zatürre, tifo, böbrek iltihabı gibi yüksek ateşle geçen hastalıklardan birine yakalanması bu hastalıkların plasentayı aşıp embriyoya dölüt varması ya da toksinler aracılığıyle embriyonun gelişmesini durdurucu bir etki yapması mümkündür. Bundan başka, projesteron hormonunun her hangi bir nedenle yetersiz düzeyde salgılanması ya da tiroid bezi hormonunun yetersizliği aynı şekilde düşüklere yol açabilmektedir.
Dölyatağında urlar, miyomlar vb, bulun-
maktaysa, ya da doğuştan var olan herhangi bir dölyatağı bozukluğu söz konusuysa yine düşük oiasiHğı vardır. Gebelik süresince dölyatağının her tarafının büyümesi, ancak dölyatağı boynu denilen girişin kapalı kalması gerekmektedir. Dölyatağı boynunun gevşekliği çoğu kez gebeliğin dördüncü ayından -sonra açılmaya ve ‘düşüğe neden olur: Bu duruma Hintli hekim Shirodkar’ın yöntemiyle müdahale edilir. Düşüğün genel olarak gerçekleştiği gebelik döneminden önce dölyatağı boynu bir torba ağzı gibi çepçevre bir dikişle büzülür. Böylelikle zamanından önce açılma önlenmiş olur. Dölüt yeterince gelişip de normal doğum sancıları belirince hekim tarafından bu dikişler alınır ve çocuk doğar. Kötü beslenme, hastalık, hatta ruhsal sorunların da düşüklere neden olduğu düşünülür. Zorlayıcı beden hareketlerinin aslında zararlı etkisi olamaz. Halk arasında yaygın inanışların tersine, atlama, sıçrama, düşmek, ya da karına tekme yemek bir kadının düşük yapmasına neden olmaz.
tikle bozuk bir yumurta ya da sperm nedeniyle dolütün anormal gelişmesi yol açmaktadır. Diğer nedenler kadında bulunan anatomik ya da işlevsel bozukluklardır. Gebeliğin yirminci haftasından sonra bazı hastalıkların plasentada yapabilecekleri değişiklikler ya da plasentanın gelişim bozukluğu da düşüğe yol açabalir. Örneğin plasenta damarlarındaki iltihaplanmalar bu tip bozukluklardır Plasentanın yerinden erken ayrılması, dölüte oranla gereğince büyük olmaması, beslenmeyi yetersiz kılacağından düşüğe yol açabilir. Annenin zatürre, tifo, böbrek iltihabı gibi yüksek ateşle geçen hastalıklardan birine yakalanması bu hastalıkların plasentayı aşıp embriyoya dölüt varması ya da toksinler aracılığıyle embriyonun gelişmesini durdurucu bir etki yapması mümkündür. Bundan başka, projesteron hormonunun her hangi bir nedenle yetersiz düzeyde salgılanması ya da tiroid bezi hormonunun yetersizliği aynı şekilde düşüklere yol açabilmektedir.
Dölyatağında urlar, miyomlar vb, bulun-
maktaysa, ya da doğuştan var olan herhangi bir dölyatağı bozukluğu söz konusuysa yine düşük oiasiHğı vardır. Gebelik süresince dölyatağının her tarafının büyümesi, ancak dölyatağı boynu denilen girişin kapalı kalması gerekmektedir. Dölyatağı boynunun gevşekliği çoğu kez gebeliğin dördüncü ayından -sonra açılmaya ve ‘düşüğe neden olur: Bu duruma Hintli hekim Shirodkar’ın yöntemiyle müdahale edilir. Düşüğün genel olarak gerçekleştiği gebelik döneminden önce dölyatağı boynu bir torba ağzı gibi çepçevre bir dikişle büzülür. Böylelikle zamanından önce açılma önlenmiş olur. Dölüt yeterince gelişip de normal doğum sancıları belirince hekim tarafından bu dikişler alınır ve çocuk doğar. Kötü beslenme, hastalık, hatta ruhsal sorunların da düşüklere neden olduğu düşünülür. Zorlayıcı beden hareketlerinin aslında zararlı etkisi olamaz. Halk arasında yaygın inanışların tersine, atlama, sıçrama, düşmek, ya da karına tekme yemek bir kadının düşük yapmasına neden olmaz.
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Ptsi 11 Nis. 2011, 09:53 tarafından anne-basimda-bit-var
» Lutfen ccuklarinizi kimseye emanet etmeyin!!!!
Paz 03 Nis. 2011, 18:54 tarafından GurbetGuzeli
» Haşhaşlı simit
Salı 15 Mart 2011, 19:22 tarafından GurbetGuzeli
» DÜGÜN HAZIRLIKLARI 1
Ptsi 14 Mart 2011, 12:29 tarafından GurbetGuzeli
» Cinsiyet Belirleme Yöntemleri Paylaşım
Çarş. 09 Mart 2011, 09:54 tarafından GurbetGuzeli
» gurbetguzelinin oglanlari erkek oldu resimli:))))))
Perş. 24 Şub. 2011, 10:21 tarafından GurbetGuzeli
» siteye resim nasil eklenir (resimli anlatim)
Çarş. 22 Ara. 2010, 08:42 tarafından GurbetGuzeli
» donots cocuklar bayilacak bunaaa resimliii
Salı 21 Ara. 2010, 13:30 tarafından GurbetGuzeli
» ASURE VE ASURE CORBASI DENEYIN PISMAN OLMAYACAKSINIZZ
C.tesi 18 Ara. 2010, 20:28 tarafından GurbetGuzeli